Birinci sınıflar artık ‘Ela’yı değil ‘ana’yı öğreniyor
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında okul öncesi, birinci sınıf, beşinci sınıf, lise hazırlık ve dokuzuncu sınıf düzeylerinde uygulanmaya başlandı. Yeni modelde birinci sınıflar için okuma-yazma, matematik ve hayat bilgisi dersleri kapsamında bazı değişiklikler yapıldı. Öğrencilerin öğrenmesini kolaylaştıracak yönde değişiklikler yapıldığı görüşünü savunan öğretmenler, programın bütüncül olması, öğretmene esnek zaman bırakması, bilgiyi doğrudan vermek yerine buldurmayı öğretmesinden dolayı yeni modele olumlu bakıyor.
HARF ÖĞRENİMİNDE İLK KEZ SÜRE BELİRLENDİ
Okuma yazma dersinde, ilk öğrenilen harfler eski modelde ‘e-l-a’ iken yeni modelde ‘a-n-e’ oldu. İlk öğretilen kelime “Ela” yerine “ana”, ilk öğretilen cümle “Ela Lale el ele” yerine “Anne elinle nane at” oldu. Harflerin öğrenilmesinde ilk kez süre belirlendi. Harflerin öğrenim süresi 16 hafta olarak belirlendi. “A-n-e-t-i-l” olan ilk ses gruplarının 6 hafta boyunca cümle kurulmadan öğretilmesi planlandı. Öğretmenler, ‘ela’ yerine ‘ana’ gibi çocuğun yakın çevresinden bir kelimenin öğrenimi kolaylaştıracağını düşünüyor.
SESSİZ HARFLER TEK BAŞINA DEĞİL SESLİ HARFLE SÖYLENECEK
Sessiz harfler, artık tek başına seslendirilmeyecek. Kapalı hece şeklinde söylenecek. Örneğin, ‘l’, ’k’, ‘t’ sesleri tek başına değil başına sesli harf getirilerek ‘el’, ‘al’, ‘en’, ‘at’ olarak söylenecek. Öğretmenler anlamlı hecelerin ve sessiz harflerin tek başına verilmemesinin doğru olduğunu düşünüyor. Yazı defterinde yer alan çizgi sayısı azaltıldı. 4 çizgi 3 aralık bulunurken yeni defterlerde 3 çizgi 2 aralık bulunuyor. Bununla öğrencilerin fazla çizgiden kaynaklı kuyruklu harfleri yanlış yazmalarının önüne geçilmesi amaçlanıyor.
KESİRLER, SAAT ÖĞRETİMİ BİRİNCİ SINIFLARDA KALDIRILDI
Matematik dersinde öğrencilerin öğrenme güçlüğü çektiği konular arasında yer alan kesirler, zaman ölçme (saat) ve sıvı ölçme gibi konular birinci sınıf müfredatından kaldırılarak, ikinci sınıfta işlenecek şekilde revize edildi.
Hayat bilgisi dersinde de sadeleştirmeye gidilerek, ders içeriği yüzde 57 oranında azaltıldı. Aile, arkadaşlık ilişkileri, millî bilinç gibi konulara daha fazla ağırlık verilirken, çocukların çevrimiçi okuma yazma gibi dijital beceriler kazanması hedefleniyor. Örneğin, mesajlarda sıklıkla kullanılan emojiler derste duygular anlatılırken kullanılıyor.
‘ÖĞRENMEDE ÖĞRENCİLER ÜZERİNDE KAYGI OLUŞTURMAZ’
Öğretmenler, birinci sınıflarda yapılan müfredat değişikliğine olumlu bakıyor. Özel okulda çalışan sınıf öğretmeni Neval Yalçın, bu modelin öğrenciler üzerindeki kaygıyı azaltacağını ve yeni defter düzeninin de yazım hatalarını en aza indireceğini düşünüyor. Çocukları yarıştırmanın önüne geçildiğini belirten Yalçın, “Daha birinci sınıfta dakika tutarak öğrencilere okuma yaptırılıyordu. Burada çocuk ses çıkarmakta heyecanlandığı için kaygı seviyesi artıyordu. Kelimeleri doğru telaffuz edemiyor, okuduğunu anlamıyordu. Bu modelde önüne geçilmiş oluyor. Öğretmen çocuktaki öğrenme eksikliğini fark ederek eksik öğrenmeleri bireysel çalışmalarla giderebilir. Böylelikle çocuğa ‘öğrenemiyorum’ ya da ‘arkadaşımdan geri kaldım’ kaygısı yüklenmiyor” diye anlatıyor. Yalçın, harflerin yazımında karşılaşılan güçlüklerin en aza indirildiğini belirtiyor.
Dijital saat kullanan çocukların dakika kavramını anlamakta zorlandığını söyleyen Yalçın, “Bir saatin 60 dakika olduğunu anlayabiliyor ama dakika kavramını zihninde oturtamıyor. Çünkü çocukların kollarında artık dijital saatler var. Hayatının hiçbir alanında analog saatle karşılaşmıyor çocuk” diyor. Yalçın, öğrencilerin yarım ve çeyrek olarak öğretilen kesirler konusunu anladığını “Kesirlerin kaldırılması gereksiz oldu. Çocuk zaten ekmeği de bölerek yaşayarak yapıyordu. Somut, gördüğü, yaşadığı bir konuydu” sözleriyle belirtiyor. Yalçın, “Bize sunulan, eğitimi verilen Maarif Modeli teoride çok güzel görünüyor ama işlevselliğini süreç içerisinde öğrencilerimizle birlikte pratiğe döktükçe eksilerini ve artılarını daha objektif olarak değerlendireceğiz” diyor.
‘ÇOCUKLARIN GÖRDÜĞÜ VARLIKLAR ÖĞRETİLİYOR’
İsmini vermek istemeyen sınıf öğretmeni, ‘e’ ve ‘l’ hecelerinin karıştırıldığından dolayı önce ‘a’ ile başlanmasını doğru buluyor. Öğretmen, “Bu değişim öğrenmeyi kolaylaştırır. Somut varlıklar içerisinde ilk önce tanıdığı ‘ana’ üzerinden gidilmesi de doğru olmuş. İlk 6 hafta sadece hece ve kelime öğretilecek. Öğrenci iyice anladıktan sonra kelimelerin birleştirilmesi daha doğru olmuş” diyor. Anlamsız heceler üzerinde durulmayacak. Öğretmen, “Mesela ‘an’ kelimesinde a ve na yazıyorsun. Çocuk bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu, sadece yazıyordu” örneğini veriyor.
Zaman öğretiminin kaldırılmasına ilişkin öğretmen, “Biz birinci sınıftan itibaren çocuklara saat öğretiyorduk, dördüncü sınıfta halen daha saati bilmeyen çocuk oluyor. Çünkü çocukta zaman kavramı yok. Çocuk saati kafasında canlandıramıyor. Soyut kavramlardan ziyade somut varlıklar, çocukların gördüğü varlıklar öğretilmek istenmiş” diyor.
‘Kaldırıldı’ olarak söylenen konuların başka ünitelerin içerisine eklendiğini söyleyen öğretmen, programın uygulanabilir olmasının öğretmene ve kaynak kitapların yönlendirmesine bağlı olduğunu söylüyor. Öğretmen, “Programın uygulanabilir olması öğretmene bağlı. En iyi programı koy, öğretmen uygulamadıktan sonra işe yaramaz. Öğretmene derslerde esnek bir zaman bırakmış. Yoğun bir şekilde bilgiyi vermiyor, bilgiyi bulmayı öğretiyor. Öğretmenlere de programı nasıl uygulayacakları çeşitli atölye çalışmalarıyla öğretilmeli” diyor.